Gazeteciler Cemiyeti | “Özgür basın yoksa Basın Özgürlüğü günü de olamaz”
20693
single,single-post,postid-20693,single-format-standard,ajax_fade,page_not_loaded,boxed,,qode-theme-ver-5.6,wpb-js-composer js-comp-ver-4.3.4,vc_responsive

“Özgür basın yoksa Basın Özgürlüğü günü de olamaz”

Başkan Nazmi Bilgin

24 Tem “Özgür basın yoksa Basın Özgürlüğü günü de olamaz”

Bilgin: “Cumhuriyet davası ve hapisteki gazeteciler basın özgürlüğünde gelinen acı durumu sergilemektedir”
Gazeteciler Cemiyeti 1908’de Türk basınından sansürün ilk kez kaldırılışının yıldönümünü simgeleyen “24 Temmuz Basın Özgürlüğü Günü” kutlamasının bu yıl da yapılamadığını açıkladı. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin basın özgürlüğü kutlaması yapılabilmesi için öncelikle basının özgür olması gerektiğini hatırlatarak “Maalesef, gelinen aşamada Türkiye’de basın çok büyük oranda doğrudan veya dolaylı olarak siyasi erk tarafından yönetilmekte, şekillendirilmektedir. Basın özgür değildir,” dedi.
Bilgin, Türk basınının bu zor dönemleri de aşacağını ve tekrar özgürlüğüne kavuşacağına inanmakla birlikte, mevcut şartlarda ne 24 Temmuz Basın Özgürlüğü Günü’nün kutlanmasının, bu çerçevede törenler yapılmasının veya basın özgürlüğü ödüllerinin dağıtılmasının anlamının kalmadığını kaydetti.
Gazeteciler Cemiyeti başkanı, hapisteki gazeteci sayısının 171’e ulaşması, Türkiye’nin dünyada özgürlüğü kısıtlanan gazeteciler açısından ilk sıralarda yer almasının üzüntü verici ve kabul edilemez olduğunu vurguladı. Bilgin, haber yaptıkları için özgürlükleri aylardır hapiste bulunan Cumhuriyet gazetesi yazarları ve yöneticilerinin nihayet ve de Basın Özgürlüğü gününde ilk kez mahkemeye çıkarılmalarının da tuhaf ancak çok ibretlik bir rastlantı olduğunu kaydetti.
“Cumhuriyet davası ve hapisteki gazeteciler basın özgürlüğünde gelinen acı durumu sergilemektedir” diyen Bilgin, “Habercilik yapması nedeniyle gazetecilerin terörist damgasıyla hapse atılması, tecrit uygulanması, aylarca mahkeme önüne çıkarılmadan tutuklu kalması asla kabul edilemez” dedi.
Gazeteciler Cemiyeti’nin çeşitli açıklamalarıyla yıllardır hapisteki tüm gazetecilerin tutuksuz yargılanmalarını ve serbest bırakılmalarını talep ettiğini hatırlatan Bilgin “İnanıyoruz ki bu günler de geçecek, basın içerisine yuvarlandığı sorunlardan, özgürlüğünü rehin alan uygulamalardan, sansür ve oto-sansür hastalığından kurtulacak, halkı doğru, tarafsız bilgilendirme görevini yerine getirmeye tekrar başlayacaktır,” dedi.

Lozan’ın yıl dönümü

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Bilgin, Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “Lozan, Türk Milleti aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı zannedilmiş büyük bir suikastın yıkılışını ifade eder” diye izah ettiği Lozan anlaşmasının Türkiye’nin özgürlüğünün, sınırlarının dünya uluslarınca tanınmasının belgesi olduğunu hatırlattı.
Lozan anlaşması üzerinde çeşitli spekülasyonlar ve tartışmalar yaratılmasının “yersiz ve hadsiz” olduğunu kaydeden Bilgin, “Atatürk’ün ‘en büyük eserim’ olarak tanımladığı demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyetinin tapu senedi Lozan’dır. Emeği geçenlere, Türk istiklalini, vatanının sınırlarını dünyaya kabul ettiren tüm görüşmeci heyete ve onları talimatlarıyla hedefe odaklayan Atatürk’e bu gün şükranlarımızı arz ediyoruz. Nur içinde yatsınlar. Türkiye onlara çok şey borçludur” dedi.