Gazeteciler Cemiyeti | Gazeteciler Cemiyeti Mart 2019 raporu açıklandı
21774
single,single-post,postid-21774,single-format-standard,ajax_fade,page_not_loaded,boxed,,qode-theme-ver-5.6,wpb-js-composer js-comp-ver-4.3.4,vc_responsive

Gazeteciler Cemiyeti Mart 2019 raporu açıklandı

16 Nis Gazeteciler Cemiyeti Mart 2019 raporu açıklandı

Bilgin: Seçimlerde gazetecilik başarılı bir sınav veremedi

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, Mahalli İdareler Seçimi sürecinde medya sektörü olarak siyasi partiler ile adaylara eşit mesafe ve ifade özgürlüğü olanağı sağlanması açısından başarılı bir sınav verilemediğini söyledi. Bilgin, bu durumun Türkiye’nin demokrasisini olumsuz etkilediğini söyledi.

“Gazetecilik mesleği, halkımız için anayasal bir hak olan  haber alma konusunda seçim öncesinden bugüne maalesef görevini yerine getirememiştir. Seçim sonuçlarına ilişkin mevcut gerilimli tartışma atmosferinde dengeli habercilik yapılmadığını da üzülerek izlemekteyiz” diyen Bilgin, özellikle Anadolu Ajansı’nın “hayal kırıklığı” yaşattığını kaydetti.

Bilgin, Gazeteciler Cemiyeti Özgürlük için Basın (ÖiB) programı kapsamında yayınlanan Mart 2019 dönemi raporuyla ilgili yazılı açıklamasında, “Raporumuza baktığımızda, liderler düzeyinde sert siyasi polemikler yaşanmasıyla birlikte televizyon ekranları başta olmak üzere medya sektörü, haberleştirdiği ve yansıttığı konularla dikkatleri çekti. Ana muhalefet partisi kimliğiyle Türkiye’deki önemli bir seçmen kitlesinin temsilcisi CHP başta olmak üzere muhalefet partileri ve adayları ana akım medyada kendilerine yer verilmediğinden yakındı. Aynı zamanda toplumdaki farklı kesimler seçim atmosferindeki söylemler ve bunun medyadaki haberleştirilme biçiminden rahatsızlıklarını paylaştı. Bu süreçte kamu yayıncılığıyla sorumlu TRT’nin muhalefet partilerine ekranda iktidara kıyasla yeterince yer vermediği veya çoğunlukla aleyhte haberlerle yer vermesi de tartışıldı. Bunun yanı sıra Demirören Medya Grubu gibi ana akım medyada muhalefet cephesindeki Millet İttifakına ilişkin ‘terör bağlantısı’ iddialı haberler yapılması da eleştirildi” dedi.

Medya sektöründe seçim öncesi “siyasi baskı” iddialarının gözlemlendiğini de kaydeden Gazeteciler Cemiyeti başkanı, Mart ayı başında Türkiye’nin ilk özel televizyon kanallarından Flash TV’nin yayın hayatına ara verdiğini hatırlattı. Bilgin, “Raporumuzda detaylarına yer verildiği üzere Flash TV’nin karara gerekçe olarak ‘İktidar sahiplerinin hukuk tanımaz uygulamaları, idari ve siyasi baskılar dayanılmaz bir hal aldı’ açıklaması göze çarptı. Yereldeki gelişmeler her zaman ülke gündemine taşınmamakla birlikte örneğin Gaziantep’te yayımlanan yerel Pusula gazetesi muhabiri Hüseyin Torun da ‘siyasi irade baskısı nedeniyle işten ayrılmak zorunda bırakıldığını’ duyurdu. Uluslararası kamuoyuna Türkiye’deki seçimlere ilişkin gelişmeleri aktarmayı planlayan bazı yabancı gazetecilere yönelik de basın kartı verilmediği dolayısıyla Türkiye’de çalışma engeli getirildiği de görüldü” diye konuştu.

ÖiB Mart ayı raporu incelendiğinde basın özgürlüğü açısından gazetecilere yönelik mesleki faaliyetleri nedeniyle yargılamalar yapılmasından üzüntü duyduğunu paylaşan Bilgin, “Bu kapsamda Karşı Genel Yayın Yönetmenliği nedeniyle CHP’li Eren Erdem’e ‘silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek’ gerekçesiyle dört yıl iki ay hapis cezası verildiği raporumuzda yer aldı. “Paradise Papers” haberleri nedeniyle eski Başbakan Binali Yıldırım ile çocukları tarafından açılan davada Pelin Ünker’in hapis cezasına çarptırılması ise uluslararası kamuoyunda tartışma yarattı. Reuters, Financial Times, Associated Press ve Time’ın da aralarında bulunduğu medya kuruluşlarınca oluşturulan ‘One Free Press Coalition’ adlı platform da, gazeteci Ünker’i acil tehdit altındaki 10 gazeteci listesine aldı. Mart ayında hapisteki 133 gazetecinin 51’inin hükümlü, 82’sinin ise tutuklu olduğu açıklandı” bilgilerini dile getirdi.

İfade özgürlüğü açısından ise “Barış için Akademisyenler” bildirisi imzacısı akademisyenler hakkında hapis cezaları kararları alındığını hatırlatan Bilgin, “Bu akademisyenlerden Prof. Dr. Füsun Üstel’e verilen bir yıl üç ay hapis cezası kararını onanmasıyla hapse girecek olması ulusal ve uluslararası tepkilere yol açtı. Bunun yanı sıra ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’ suçlamasıyla yürütülen yargı süreçlerinde vatandaşlar aleyhine hapis cezası kararları alınması sorunu da hız kesmedi” açıklaması yaptı.

ÖiB Mart 2019 raporuna ve geçmiş aylara ilişkin raporlara ise, ÖiB_mart_rapor ve www.pressforfreedom.org internet adreslerinden ulaşabilirsiniz.