ERCAN SAN “TRT’ DE BİLGİSAYAR, İLK KEZ 1977 SEÇİMDE KULLANILDI”
Çocukluğu Gümüşhane’de geçti, bankacı olarak çalışma hayatına girdi, buradan gazeteciliğe geçti. Çeşitli gazetelerde çalıştıktan sonra TRT kadrosuna girdi. Televizyonda açık oturum ve sohbet programları hazırlayıp yönetti, Haber Dairesi başkanı oldu, RTÜK’ün ilk üyelerinden birisi olarak emekliye ayrıldı. Ercan San ile geçmiş günlere uzandık.
Gümüşhane’de Mehmet Sanioğulları’ndan öğretmen Sabri bey ile Fehamet hanım, yaz tatili için gittikleri İstanbul’da ilk çocuklarını kucaklarına alırlar.1937 yılının ağustos ayında doğan oğullarına Ercan adını verirler. Ercan San daha bir haftalıkken gemi ile uzun bir yolculuk yapar. O tarihlerde ya trenle, ya da gemi ile gidilebilindiğinden, San ailesi de güvertede buldukları yerde Gümüşhane’ye ulaşabilmek için Trabzon’a denizden yola çıkar. Öyle azgın dalgalar vardır ki, birisi bebeği bile ıslatır. Burada kulağına su kaçan Ercan bebek bir yıl bu acı ile gece gündüz ağlar. Sonunda babasının kucağında atla köyden geliş sırasında sarsıntıdan kulağından akan iltihap ile sessiz bir bebek olur.
Ercan San, Gazi Paşa İlkokulu ardından da Gümüşhane Ortaokulu’ndan sonra lise eğitimi için en yakın olan, Trabzon’a yatılı olarak gider. Lise ikinci sınıf yarısında, babasının milletvekili olması ile Ankara’ya gelir ve Atatürk Lisesi’nden mezun olur. Ercan San’ın Gümüşhane anıları şöyle:
“ Bir yıl çok ağlamışım ama benim hatırladığım mutlu bir çocukluğum olduğu. Hava şartları çok çetindi, mayıs ayında kar ve soğuktan okul tatilini hatırlarım. Ayturan isimli arkadaşımızın burnu donmuştu bir gün. Uzakta oturanlar okula kızakla gelirlerdi. ‘Şuson’ denilen Alman yapımı lastik çizmelerimiz vardı. Ben bir yıl karda tekini kaybettim, baharda bulduk, öyle zevkli günlerdi…
Akranlarım, Milletvekilleri Oltan Sungurlu ve Ülkü Güney ile gazete sahibi Aydın Doğan’dı.
1954 yılında babam Demokrat Parti’den Milletvekili oldu, Ankara’ya geldik. Serçe sokakta bir kiralık eve yerleştik, ben Atatürk Lisesi’ne kaydoldum. Burada arkadaşlarım, Prof. Dr. Orhan Göğüş, Danıştay eski başkanlarından Nuri Alan, Hikmet Çetin, Önder Sav ile bizden bir sınıf üstte, Başbakanın oğlu Mutlu Menderes, şarkıcı Alpay ve büyükelçi olan futbolcu Tugay Uluçevik de vardı.
Milletvekilliği de yapan Şevket Bohça, Türkolog Fevziye Abdullah Tansel hocalarımızdı. Lise son sınıfta Fransızca dersinden beklemeye kalınca, Ziraat Bankası’na 7 lira yevmiye ile memur oldum. Bir süre sonra da sınava girdim ve asli kadroya geçtim.
GAZETECİLİKLE TANIŞMA
Bankada memur Bülent Akbaş vardı ve Hâkimiyet Gazetesi’ne spor yazıyordu, onun aracılığı ile 1956 yılında gazeteciliğe başladım. Cahit Baydar’ın çıkarttığı Ticaret Postası Gazetesi’nde yazı işleri müdürü de Bakan Kürşat Tüzmen’in Babası Nuray Tüzmen idi. Burada bir buçuk yıl dışarıdan spor yazdım. 5 Aralık 1958 günü, memuriyetten istifa ettim ve Haber Gazetesinde kadroya girdim. Vedat Refiioğlu, Yılmaz Çetiner ve Fatin Fuat sahibiydi. Çok iyi bir akşam gazetesi idi başkentte, kırk bine çıktığımız olurdu. İstihbarat şefi Kenan Harunoğlu, Mustafa Türkyılmaz ve Asaf Uçar foto muhabiri, sporda Turhan Doğu vardı. Necdet Onur ile ben ‘Bu Akşam Sizdeyiz’ diye bir dizi yapıyorduk. Çat kapı evlere giderdik, çok iyi karşılanırdık, hiç sorun yaşamadık, ses getiren bir çalışma idi.”
DP yönetiminin sertleştiği, ihtilalin yaklaştığı günlerdir ve Haber gazetesi süresiz kapatılır. Ercan San da uzun zamandır gitmediği Gümüşhane’ye gitmek için trenle yola çıkar. Erzincan’dan bir posta arabasına biner yolun bir bölümünü de yürüyerek memleketine gece yarısı ulaşır. Babası 1957 seçimini kaybetmiş, Karabük Demir Çelik’te İdare Meclisi üyesidir fakat amcası DP il başkanıdır. Sabah kuzeni ‘kalk ağabey, radyoda bir şeyler söyleniyor ’diye uyandırır, 27 Mayıs İhtilali olmuştur. Ercan San o günleri şöyle anlatıyor:
“Amcama bir şey yapmadılar ama Muhlis Yenidoğan isimli ikinci başkana çok eziyet edildi. Zincire vurularak meydanda dolaştırıldı. Beni de bir çocukluk arkadaşım ihbar etmiş karakola götürüldüm. Komiser muavini Fuat isimli şahıs bana hakaret ediyor, sonra öğrendim ki, babam onu Amerika’ya kursa göndertmiş… Oğuz Kazım Atak isimli, şair bir kurmay albay askeri vali olarak geldi de beni serbest bıraktılar. Otobüsle Ankara’ya gelmek için yola çıktım, yol boyunca dört beş yerde otobüsü durdurdular, beni ve bavulumu aradılar.
Ankara’da bir süre boş kaldım, Öncü Gazetesi’nin çıkışında spor muhabiri olarak yirmi gün kadar çalıştım, İlhan Çevik’in Yeni Sabah’a temsilci olması ile parlamento muhabiri olarak 1960 yılının kasım ayında transfer oldum. Bir süre sonra da Çevik, ben ve Kaler Güven işten kovulduk.
Kısa bir süre de Kudret Gazetesi’nden sonra Kemal Pekün’ün Son Havadis gazetesine geçtim. Burada Turhan Dilligil, Ankara Son Havadis diye bir bölümü hazırlıyordu. Adalet Gazetesinin temelini oluşturan ve Barlas Küntay, Cenap Yakar, Yiğit Köker, Necdet Bozkurt, Tuncer Özbaykal, Celal Benli ile oluşan kadroda 1965 yılına kadar yer aldım. Akademiyi de bu dönemde bitirdim ve vatani göreve gittim. Dönüşümde bir yıl Adalet Gazetesi’ne devam ettim. TRT Haber Merkezi, Parlamento Haberleri Müdürü olan Hüsamettin Çelebi ile çok iyi dostluğumuz vardı, 1968 yılında onun yardımcısı olarak kuruma girdim.”
İYİ DOSTLUK
Hüsamettin Çelebi ile dostluğundan söz ederken bir de anısını anlattı Ercan San:
“Çelebi ile aynı gazetede çalışmadık ama iyi bir dostluğumuz var. 1963 yılında Büyük Tiyatro’da Gergedan isimli oyunu izledik ve Kızılay’a kadar yürüdük. Adalet Partisi Genel merkezi de orada, gecenin bir vakti, ışıkları yanıyor. Ayrıldık, ben içeri girdim. Refet Sezgin, Cevat Önder, Ata Bodur harıl harıl telefonlar ediyor ve AP milletvekillerine ‘evlerinizi değiştirin’ diyorlar… Ne oldu dedim ‘Mucip Ataklı ihtilal yapıyor’ dediler. Ben de Turhan Dilligil’i başka bir adrese götürdüm. Sonradan öğrendik ki, Ataklı değil, Talat Aydemir’in ikinci harekatı imiş. 22 Şubatta, Son Havadis’te şef İlhan Çevik’ti ve birçok Harbiyeli geldi ve ‘bizi saklayın’ dediler, onlara yardımcı olduk tabii genç çocuklar.”
Ercan San İsmail Cem’in genel müdür olması ile de müdürlüğe yükselir, öyküsü şöyle.
“Cem Genel Müdür olunca, Haber Dairesi Başkanı Doğan Kasaroğlu danışmanlığa ayrıldı, arkadaşları, Muammer Yaşar Bostancı, Hüsamettin Çelebi, Zeki Sözer de danışmanlık kadrosuna alınmalarını istediler. Parlamento Haberlerine ben müdür oldum.
İsmail Cem’in TRT günlerini anlattığı kitabında benimle ilgili ‘çalışkan, namuslu ve sağcı Ercan San’ı da Parlamento Haberleri Müdürlüğüne getirdim’ diye bir bölüm var. TRT’de 1977 ve 1979 Kısmi Senato, 1977 ve 1983 Genel Seçimleri yayınını yöneten Ercan San olaylı 1977 seçimlerini de şöyle anlatıyor: