19 Ara Türkiye’nin en çok ziyaret edilen müzesindeydik
Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye’nin ilk ve tek açık hava köy müzesi özelliğini taşıyan Altınköy’ü, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki ile gezdi. Yaklaşık bin dönümlük arazide Anadolu köy ritüellerini yaşatmaya çalışan Altınköy, şehir merkezinde köy yaşamına duyulan özlemi de gideriyor.
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, Başkan Vekili Savaş Kıratlı, Mali Sekreter Mustafa Yoldaş, Yönetim Kurulu üyesi Güray Soysal, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki ile Başkan Yardımcısı Cebrail Aslan’ın ev sahipliğinde Altınköy’ü ziyaret etti. Tiryaki, Başkentli ziyaretçilerine yıl boyunca birbirinden renkli geleneksel ritüelleri gerçekleştirerek köy hayatını yaşatan Altınköy’ü, Cemiyetimize gezdirerek, bölge hakkında bilgiler verdi. Yaşayan müzeler arasında yerini alan Altınköy’de cami, çamaşırhane, ilkokul, demir, kalay ve dokuma atölyeleri, bakkal, hızar, taş fırın, köy evleri, yel ve su değirmeni, asma köprü, ahşap oyuncak atölyesi ve köy kahvesi gibi pek çok farklı alan bulunuyor aynı zamanda kaybolmaya yüz tutmuş kimi meslekler de burada yaşatılmaya çalışılıyor.
Türkiye’nin en çok ziyaret edilen müzesi
Henüz resmi açılışı yapılmadan yaklaşık bir milyon kişinin ziyaret ettiği Altınköy hakkında bilgiler veren Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, çalışmaların halen devam ettiğini ancak bir yıla yakın süre sonucunda köyün açılışının yapılacağını söyledi. Tiryaki şöyle konuştu:
“Bizler popülist belediyecilik anlayışıyla stratejiler belirleyip o yönde çalışmalar yapmıyoruz. Belediyecilik anlayışımıza uymayan ve halkımızın ihtiyacı olmayan hiçbir şeyi yapmıyoruz. Altındağ bölgesinin vaziyetini tüm Ankaralılar biliyordu. Biz belediye olarak Altındağ’da gecekondulaşma oranını % 10’a kadar indirdik. 420 km yol açtık. 140 tane kültür merkezi, 15 okul ve sayısız kütüphane, eğitim merkezi, spor tesisi açtık. 2019’ın sonuna kadar bu gecekondulaşma oranını tamamen bitirmeyi hedefliyoruz. Altınköy’de beş yıl öncesine kadar tamamen gecekonduydu. Bu tarz müzeler neredeyse 20 yılda yapılıyorken biz beş altı yılda yapmaya çalıştık. Altınköy’ün resmi açılışı henüz yapılmadığı halde bir milyon ziyaretçiyi ağırladık, hafta sonları binlerce kişi geliyor. Buradaki çalışmalarımızı önümüzdeki yıla kadar bitirmeyi hedefliyoruz. Şu anda at manejinin olduğu tamamen ahşaptan oluşan kapalı bir alan üzerinde çalışıyoruz. Yol ve ağaçlandırma çalışmalarımız halen devam ediyor. Buradaki her bir evi Karadeniz’den 20 kamyon aracılığıyla taşıyarak, dokusunu bozmadan ustalar tarafından yerleştirdik. Ankara’nın orta yerinde bir köy inşa ettik, halkımız bu köyde gezerek özlem duyduğu belki hiç görmediği bu köy yaşamını ve köy ürünlerini rahatlıkları tadabiliyor. Kış döneminde yaklaşık iki ay boyunca burayı kapatmayı düşünüyoruz. Çünkü hava muhalefetinden dolayı insanların burayı sadece kahvaltı yapmak için kullanmasını değil, köyü gezerek, yapılan köy işlerini izlemelerini de istiyoruz.”
Bilgin, “Altındağ’da, müze, kütüphane, spor tesisi yapmak önemli bir başarıdır”
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin’de Altındağ bölgesindeki değişimi ve Altınköy’ün geleneksel köy yaşamını devam ettirmedeki önemli rolünü vurguladı. Bilgin devamla, “Altındağ son zamanlarda modern bir bölgeye dönüştürüldü. Gerek Hamamönü, gerekse Çinçin gecekondulaşmadan arındırılıp daha modern ve turistik alanlar haline getirildi. Yakın zamanda Samanpazarı’nı gezdik ve nihayet birileri buralara el attı dedik. Özellikle Altındağ gibi bir bölgede, müze, kütüphane, spor tesisi benzeri alanlar yaratmak gerçekten önemli bir başarıdır. Bir belediye başkanı müze yaptırdım diyorsa orada duracaksınız. Altınköy’deki bu evler ve köyün içinde yer alan diğer eşyalar adeta sanat eseri gibi. Her birinde el emeği var. Ankara’da, Karadeniz havası soluyabileceğimiz bir köy var. Şu evlerin tavanındaki her bir detay bile yaşanmışlığı ifade ediyor. Köklerimizi kaybetmemeliyiz. Burası tamamen geleneklerle döşenmiş ve önemli tarihi dokulara ev sahipliği yapıyor. Bizlerde özellikle çocuklarımıza koleksiyonculuğu, sahip olduğumuz değerleri korumayı öğretmeliyiz. Çocuklarımıza geleneklerimizi unutturmayacağımız bu tarz yerlere ihtiyacımız var” dedi.
