Cüneyt Arcayürek’i andık

Bilgin, “Cüneyt Abi’den dik durmayı, eğilmemeyi, mücadele etmeyi ve doğruların peşinde olmanın insan erdemine en yakışan özellik olduğunu öğrendik”

Usta gazeteci Cüneyt Arcayürek, vefatının üçüncü yıl dönümünde mezarı başında ailesi, meslektaşları ve sevenleri tarafından anıldı. Arcayürek’in Gölbaşı Mezarlığı’ndaki kabri başında düzenlenen anma törenine,Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, Başkan Vekili Savaş Kıratlı, Yönetim Kurulu üyesi Güray Soysal, Gazeteciler Cemiyeti Onur Kurulu üyesi Eski Milletvekili Fethi Akkoç, Gazeteciler Cemiyeti üyesi Süreyya Oral, Cüneyt Arcayürek’in eşi Esin Arcayürek, İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker, Gazeteci Metin Toker’in kızı ve CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan, eski Anayasa Başkanı ve Gazeteciler Cemiyeti Onursal üyesi Yekta Güngör Özden, Gazeteci Ali Baransel ve Arcayürek’in sevenleri ile meslektaşları katıldı.

Arcayürek’in Gölbaşı Mezarlığı’ndaki kabri başında düzenlenen anma töreni, eşi Esin Arcayürek’in konuşmasıyla başladı. Arcayürek, “Eşimi kaybettiğimin üçüncü yılında yine beraberiz, geldiğinize sevindim. Her sene olduğu gibi heyecanlanıyorum. Yıllarca mutlu olduğum, başarılarıyla gururlandığım eşim umarım şimdi olduğu yerde huzurludur” dedi.

İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker ise, “Bir gazeteci eşi olarak çok iyi anlıyorum. Gazetecilik büyük bir heyecan işi… Sürekli bağlılık, sorumluluk, her şeyi doğru yapmak, kimseye boyun eğmeden doğruları araştırmak ve paylaşabilmek ister. Her şeyi göze alabilmek, doğruları savunmak ve büyük bir çaba işidir ve Cüneyt de onlardan en güzeli oldu…” diye konuştu.

Bilgin, “Cüneyt Arcayürek’in kitapları kaldıkça, ölümü tatmayacak”

Gazeteciler Cemiyeti Nazmi Bilgin, anma töreninde yaptığı konuşmada, Cüneyt Arcayürek’in çalışmalarının okullarda ders kitabı olarak okutuldukça, usta gazetecinin ölümü tatmayacağını ifade etti.

Bilgin, “Cüneyt Arcayürek’i tanıdığımda 11 yaşındaydım, babamın çok iyi arkadaşıydı ve ben ona ‘amca’ derdim. Mesleğe girdiğimde bir haber takibinde, kendisine yine ‘amca’ deyince, bana dedi ki, ‘evladım bu meslek içine girdiysen, artık amca, dayı kalmadı.’ Ben o günden sonra da hiç kimseyle o uslüple konuşmadım. Ölünceye kadar benim abim olarak kaldı. Aslında hepimizin hayatının bir başlangıcı ve bir sonu var, doğuyoruz ve ölüyoruz. Önemli olan bu çizgi arasında neler yaptığımızla ilgilli… Ünlü bir düşünür ‘gerçek ölüm unutulduğunuz zamandır’ diyor. Unutulmadığınız süre içinde hep yaşarsınız. Cüneyt Abi bence bu ölümü en fazla uzatan insanlardan birisi olacak. Çünkü günün birinde yakın siyasi tarihimizi izlemek, öğrenmek ya da araştırmak isteyen bir sosyal bilimci ya da iletişimci, onun kütüphanedeki kitaplarından birisine uzanacak ve oradan bilgi edinecek. Arcayürek’in kitapları ders kitabı olarak kaldıkça Cüneyt Abi gerçek ölümü bence tatmayacak” diye konuştu.

Arcayürek’in, mesleğinde muhabir olarak kalmasının onun en önemli özelliklerinden biri olduğunu kaydeden Bilgin, şöyle devam etti,“Cüneyt Abi’den dik durmayı, eğilmemeyi, mücadele etmeyi ve doğruların peşinde olmanın insan erdemine en yakışan özellik olduğunu öğrendik. Günümüzde maalesef bunları genç meslektaşlarımızda gördüğümüzü söylemem benim için zor. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olarak bunu üzülerek söylüyorum ama bu gerçeğin de üzerine basmamız gerekiyor. Umarım yakında değişir. Bence Cüneyt Abi’nin en büyük özelliği, mesleğe muhabir olarak başladı ve muhabir olarak öldü. Hep haberin peşinde oldu, o da önemli bir şey. Çünkü bizim mesleğimizin güzel tarafları var, hepimiz yönetici olmak isteriz, belli noktalara çıkmak isteriz ama oralara geldiğimizde görürüz ki, işin en güzel ve en tatlı olan kısmı muhabirlikmiş. O bizden daha akıllı olduğu için ölünceye dek muhabir olarak kaldı, ruhu şad olsun…”

Özden, “Hem gazeteci olarak hem sade bir yurttaş olarak üstün nitelikler taşıyan bir arkadaşımızdı”

Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin’in ardından konuşan Eski Anayasa Mahkemesi Başkanı ve Gazeteciler Cemiyeti Onursal üyesi Yekta Güngör Özden ise, “Basının özgür niteliğini gerçekten simgeleyen bir arkadaşım olan Cüneyt Arcayürek’in üçüncü ölüm yıl dönümünde hiç gitmemiş gibi aramızda ama 300 yıl hasretini çektiğimiz gibi acısıyla yüreklerde… Kendisini cesur, gerçekten özgür ve bugün medyanın içine düştüğü durumu düşünürsek, onun çalıştığı yıllarda özgür, dimdik, dürüst, kalemini kimse için kullanmayan bir gazeteci ve her zaman övgüyle anılan bir kişi olarak kabul ederiz. Hem gazeteci olarak hem sade bir yurttaş olarak üstün nitelikler taşıyan bir arkadaşımızdı. Biz onu andıkça yaşatacağız” dedi.

Gazeteci Metin Toker’in kızı ve CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan da, Türkiye’de gazetecilik yapmanın zorluklarına değinerek şunları söyledi, “Babamın en yakın dostlarından biriydi ve ikisi de gazetecilerin Türkiye’deki kaderini paylaştılar. Umarım gazetecilerin kaderi yakın zamanda değişir, bunu gazeteciler de, okuyucular da bekliyor. Eğer Türkiye’de hâlâ demokrasi varsa ve seçimler yapılabiliyorsa, tüm engellemelere rağmen bu dürüst ve cesur gazeteciler sayesinde oluyor. Babam Metin Toker de, Cüneyt Arcayürek de gazeteciliğin Türkiye’de hem cefasını hem sefasını çektiler. Cefası ceza evine girmek ama aynı zamanda şerefi de var. O yüzden ben şerefli gazetecileri selamlıyor ve saygılarımı sunuyorum” diye konuştu.

Gazeteci Ali Baransel ise Arcayürek’i şu sözlerle andı, “Cüneyt Arcayürek büyüğümüz, insanı insan yapan en güzel değerleri karakter yapısında toplayan çok özel bir kişilikti. Gerçekten Türk basınının anıt isimlerinden biri demek çok doğru oldu. Kendisini saygıyla anıyoruz, mekanı cennet olsun. Gerçekten örnek alınacak bir gazeteciydi, kuşaktan kuşağa yapıtları unutulmayacak. Şairin sözleriyle noktalamak istiyorum, ‘Hayata beraber başladığımız dostlarla da ayrılıyor yollarımız bir bir giderek artıyor yalnızlığımız…”

Cüneyt Arcayürek için yapılan anma törenine, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, Başkan Vekili Savaş Kıratlı, Yönetim Kurulu üyesi Güray Soysal, Gazeteciler Cemiyeti Onur Kurulu üyesi Eski Milletvekili Fethi Akkoç ve Gazeteciler Cemiyeti üyesi Süreyya Oral, Cüneyt Arcayürek’in eşi Esin Arcayürek, İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker, Gazeteci Metin Toker’in kızı ve CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan, eski Anayasa Başkanı ve Gazeteciler Cemiyeti Onursal üyesi Yekta Güngör Özden, Gazeteci Ali Baransel ve çok sayıda meslektaşı katıldı.