Gazeteciler Cemiyeti | Bilgin: RTÜK bedel ödetme kurumuna dönüştürülmemeli
21579
single,single-post,postid-21579,single-format-standard,ajax_fade,page_not_loaded,boxed,,qode-theme-ver-5.6,wpb-js-composer js-comp-ver-4.3.4,vc_responsive

Bilgin: RTÜK bedel ödetme kurumuna dönüştürülmemeli

27 Ara Bilgin: RTÜK bedel ödetme kurumuna dönüştürülmemeli

Gazeteciler Cemiyeti sandığın özgürlükleri rehin almaması çağrısını yaptı

İfade ve basın özgürlüğünün demokrasinin temel direklerinden olduğunu hatırlatan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin, yaklaşan seçim sandığına özgürlüklerin rehin edilmemesi gerektiğini söyledi.

Bilgin, Türkiye’nin önde gelen tiyatro sanatçılarından Metin Akpınar ve Müjdat Gezen’in katıldıkları bir programda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik kullandıkları iddia edilen ifadeler nedeniyle mevcutlu olarak ifadelerinin alınıp tedbirli olarak salıverilmelerini Gazeteciler Cemiyeti’nin demokrasi ve ifade özgürlüğü ile bağdaşmayan bir gelişme olarak değerlendirdiğini söyledi. Her iki sanatçının mahkeme tarafından iddialardan aklanması dileğinde bulunan Bilgin, “Tabii ki kimse Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını tehdit veya aşağılama hakkına sahip olamaz. Ancak demokrasi tanımı yapılması da suç teşkil etmemeli” dedi

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bedelini ödeyecekler” beyanatının hemen ardından hafta sonu olmasına rağmen Akpınar ve Gezen hakkında işlem yapılmasının “manidar” olduğunu söyleyen Bilgin, iki sanatçının ve gazeteci Yılmaz Özdil’in katıldığı programlar dolayısıyla ünlü gazeteci Uğur Dündar’ın sunduğu Halk TV’deki “Halk Arenası” programının yayınına büyük bir hız ile konuyu ele alan Radyo Televizyon Üst Kurulu tarafından sekiz program yayın durdurma ve para cezası verilmesini şaşkınlıkla karşıladığını söyledi.

Gazeteciler Cemiyeti başkanı RTÜK’ün bugüne kadar görülmemiş bir hızla hem Halk TV’de yayınlanan Halk Arenası programına toplam sekiz program yayın durdurma, hem de ana haberleri sunan Fatih Portakal’ın sözleri nedeniyle de Fox TV ana habere üç gün yayın durdurma ve para cezası vermesini adeta “bedel ödetme kurumu” gibi çalıştığını ve tamamen siyasallaştığını gösterdiğini söyledi.

Demokrasinin sadece sandıktan ibaret olmadığını vurgulayan Bilgin, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü olmadan halk yeterince bilgilendirilemeyeceğinden bilinçli tercih de yapamayacağı nedeniyle bu özgürlüklerin demokratik yönetimin temel direklerinden sayıldığını, ulusal ve uluslararası güvenceler altına alındığını hatırlattı.

Cezaların hem hızını hem de bir yayın kuruluşuna verilebilecek ve “tekrarı halinde lisans iptali” doğurabilecek maddeden kesilmesini eleştiren Bilgin, “bahse konu kanallar ve şahıslara yönelik ‘halkı kin ve düşmanlığa sürüklüyor’ ithamını abartılı bulduğunu kaydetti. Bilgin, her iki kanala cezalandırmanın sebebi olarak RTÜK yasasındaki yayınlarda “Irk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz” ilkesinin uygulandığının anlaşıldığını söyledi.

Gelişmelerden büyük üzüntü ve endişe duyduğunu vurgulayan Bilgin, demokrasinin kurallar, kurumlar ve normlar rejimi olduğunu hatırlattı. Başkan Bilgin, “Muhalefete yönelik her türlü suçlama, saldırı, aşağılama ve hatta Cumhuriyet’in kurucusu yüce önder Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik en galiz ifadeler ‘fikir hürriyeti’ çerçevesinde değerlendirilip cezasızlık verilirken, adaletten bahsetmek, eşitlikten konuşmak, demokrasi istemek suç olarak nasıl görülebilir. Anlaşılabilir değil,” dedi.