Gazeteciler Cemiyeti | Bilgin: “Basın Özgürlüğü gününü buruk kutluyoruz”
20443
single,single-post,postid-20443,single-format-standard,ajax_fade,page_not_loaded,boxed,,qode-theme-ver-5.6,wpb-js-composer js-comp-ver-4.3.4,vc_responsive

Bilgin: “Basın Özgürlüğü gününü buruk kutluyoruz”

kürsü iyi

03 May Bilgin: “Basın Özgürlüğü gününü buruk kutluyoruz”

Gazeteciler Cemiyeti: “Türk medyası ve medya çalışanları daralan demokrasi ortamında yaşam mücadelesi veriyor”

 Gazeteciler Cemiyeti Başkanı: “Bir yandan siyasetin, diğer yandan medya patronunun insafına terk edilen medya çalışanının özgür olabilmesi mümkün değildir.”

Gazeteciler Cemiyeti Türkiye’deki basın özgürlüğünün çok kötü bir dönemden geçtiğini kaydetti. Uluslararası Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla bir açıklamada bulunan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin “Türk medyasının ve medya çalışanlarının daralan demokrasi ortamında yaşam mücadelesi verdiğini” vurguladı.

Basın özgürlüğü gününün “çok buruk” kutlandığını kaydeden Bilgin, son uluslararası raporlarda Türkiye’deki basın özgürlüğünün dört sıra daha gerileyerek Avrupa sonuncusu, dünyada 163’üncü ve artık Angola, Myanmar, Çad ve Zimbabve gibi ülkelerin ligine düştüğünü vurguladı. Yıllardır Gazeteciler Cemiyeti’nin hazırladığı ifade ve basın  özgürlüğü raporlarında Türkiye’deki acı duruma ayna tutmaya çalıştığını kaydeden Bilgin, ülkeleri basın ve ifade özgürlüğü açısından “özgür”, “kısmen özgür” ve “özgür olmayan” kategorilerine göre sınıflandıran son Freedom House raporunda Türkiye’nin “Özgür olmayan ülkeler” listesine alınmasının büyük üzüntü verdiğini söyledi.

Bilgin, dünya genelindeki değerlendirmelerde bilhassa 2012 yılından bu yana Türkiye’de ifade ve basın özgürlüğünün ciddi gerileme yaşandığının vurgulandığını hatırlatarak, “Bu raporları reddetmek, Türkiye’yi bağlamadığını söylemek sorunu küçültmez. Türkiye’de bir ifade ve basın özgürlüğü sorunu vardır” dedi.

Gazeteciler Cemiyeti başkanı bugün Türkiye’de hapishanelerde 157 gazetecinin bulunmasının büyük üzüntü ve endişe kaynağı olduğunu vurgulayarak, “Elbette gazeteciler de suç işlemişlerse yargı önünde hesap vereceklerdir. Yargı önünde herkes eşit olmalıdır. Ancak, gazetecilik dışında hiçbir faaliyeti bulunmayan meslektaşlarımızın yazdıkları, çizdikleri, söyledikleri nedeniyle özgürlüklerinden mahrum bırakılmaları asla kabul edilemez, mazur gösterilemez. Esas olanın tutuksuz yargılama olduğu, tutukluluğun istisna olduğu unutulmamalıdır” dedi.

Bilgin, “Hapisteki tüm gazeteci arkadaşlarımızın bir an önce hürriyetlerine kavuşturulmaları, gerekiyorsa haklarındaki adli takibatın tutuksuz olarak devamını talep ediyoruz” dedi.

Bilgin, Birleşmiş Milletlerin 1993 yılında özgür ve bağımsız bir basın için 3 Mayıs’ı Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kabul ettiğini hatırlatarak, “Bu günde gururla Türk basınının başarılarından, Türkiye’nin geniş basın özgürlüğü ortamından, hür medya kuruluşlarından, büyük gazetecilik başarılarından bahsedebilmeyi arzu ederdim. Maalesef gazete yöneticilerinin, yazarların, çizerlerin, muhabirlerin gerek hapiste gerekse mahkûm oldukları beyinlerindeki hapishanelerde çektikleri çileden bahsediyoruz… Çok üzgün ve endişeliyim,” dedi.

Basın özgürlüğünün en önemli gereğinin basın çalışanlarının örgütlülükleri olduğunu kaydeden Bilgin, “Maalesef, örgütlülük açısından çok ciddi sıkıntılarımız var. Basında sendikalaşma, cemiyetlerde, derneklerde örgütlenme ciddi sıkıntılar içerisindedir. Örgütlü olmak iş güvenliğinin de bir gereğidir. Bir yandan siyasetin, diğer yandan medya patronunun insafına terk edilen medya çalışanının özgür olabilmesi mümkün değildir” dedi.

Bilgin, “Kimsenin düşünce ve ifadelerinden dolayı yargılanmadığı, her türlü baskı ve sansürden uzak bir Türkiye dileğiyle buruk da olsa 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Gününü kutluyoruz,” dedi.