Gazeteciler Cemiyeti | “BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN SAĞLANMASI İÇİN DEMOKRATİK İMKANLAR KULLANILMALI”
18484
single,single-post,postid-18484,single-format-gallery,ajax_fade,page_not_loaded,boxed,,qode-theme-ver-5.6,wpb-js-composer js-comp-ver-4.3.4,vc_responsive

“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN SAĞLANMASI İÇİN DEMOKRATİK İMKANLAR KULLANILMALI”

  • 1

04 May “BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN SAĞLANMASI İÇİN DEMOKRATİK İMKANLAR KULLANILMALI”

Gazeteciler Cemiyeti (Ankara) seçilmiş kurulları, son yıllardaki anti demokratik uygulamalar sonucu kamuoyunun haber alma hakkının ihlal edildiğine dikkat çekerek, basın ve ifade özgürlüğünün sağlanması için demokratik imkanların kullanılması konusundaki kararlılığı vurguladı.

Gazeteciler Cemiyeti Mehmet Sürenkök Konferans Salonu’nda yapılan, Yönetim Kurulu, Onur Kurulu, Denetim Kurulu, Seçici Kurul ve Basın Meclisi başkan ve üyelerinin katıldığı genişletilmiş seçici kurullar toplantısının sonunda yayımlanan sonuç bildirgesinde, havuz medyasının, tekelleşme ve kartelleşmenin tehlikeli bir göstergesi olduğuna işaret edildi.

Katılımcıların imzalarını taşıyan bildirgede, esasen varlık sebebi basın kuruluşlarının ve çalışanlarının faaliyetlerini kolaylaştırmak olan kurumların, son dönemlerde bu faaliyetleri zorlaştıran uygulamalar içinde olduğunun görüldüğü kaydedildi. Bu çerçevede gazetecilerin basın kartı konusunda mağdur edildiği gelişmelere işaret edilen bildirgede, siyasi iktidarın güdümünde olmayan gazete sahiplerinin de resmi ilanlar konusunda mağduriyet gördüğü hatırlatıldı.

Bildirgede, basınla ilgili kurumların kamuoyunun özgürce oluşmasını kolaylaştırması gerekirken, aksine kamuoyunu yönlendirme çabalarına girmesinden duyulan rahatsızlık dile getirildi.

Medya mensupları hakkında devam eden dava ve soruşturmaların Türkiye’nin imajını olumsuz etkilediği kaydedilen bildirgede, çok sayıda medya kuruluşunun iktidara yakın sermayenin elinde toplanması ve “havuz medyasının” yol açtığı tekelleşme, sansür ve oto sansür uygulamalarının kabul edilemeyeceği belirtildi.

Türk medyasının içinde bulunduğu sorunların nedenlerinden birinin de örgütlenme eksikliği ve sendikasızlaştırma olduğu hatırlatılan bildirgede, sosyal güvenlikten yoksun çalışan ve geleceği iktidar veya işverenin keyfi kararlarına bırakılan gazetecilerin kamuoyunu bilgilendirme görevlerini yerine getirmelerinin mümkün olmadığı ifade edildi.

Sonuç bildirgesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Basın hürriyetinden doğan mahzurların giderilmesinin vasıtası yine basın hürriyetidir” sözüne işaret edilerek, basın ve ifade özgürlüğünün önündeki engellerin bir an önce kaldırılması çağrısında bulunuldu.